özlem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
özlem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Nisan 2019 Perşembe

Tabiatın Aşk Hâli

Günlerden birgün bir kadın ve bir adam yaratıldı.
“- Seni gördüğüm an anladım.” dedi kadın.
Tanrı, aşk ile vaftiz ettiği ruhları bedenlerine yavaşça işledi.
“- Dudaklarında sonsuz sevginin mührü vardı.” 
Ve rüzgar Mikâil’in kanatlarından süzülerek varoluşa bir armağan sundu.
“- Zaman, aleyhlerine işliyordu.”
Takvim yaprakları Azrail’in avuçlarında ki kupa asını andırıyordu.
“- Sarıldılar, yeryüzü sarmaşıklara ayrıldı.”
Her ânda bir anı yankılandı.
“- Sonsuza dek dediler birbirlerine...”
Sonsuz sevgiydi işte bu!
“- İşte bu tabiatın aşk hâliydi.”

Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

4 Şubat 2018 Pazar

Bir Ukte Özlem

Bugün evine geldim.
Her yerde arıyorum seni;
Duvarlarda siluetin,
Televizyon yayınında kelimelerin,
Anneannemin gözlerinde gözlerin...
-mışcasına anımsıyorum.
Özlüyorum; 
Yastığına başımı koyup,
Bakışmalarımızı hatırlıyorum.
Duvar saatinin tik takları beni zamanda sürüklemeye kâfi.
Ah ediyorum geleceğe, 
Bundandır bu kıyamet.
Karşıma gel,
Sandalyeden yaptığımız o penceremizden bakayım sana.
Tebessümünden yoksunum.
Gözlerim doluyor,
Karşında ağlamayacağıma söz vermiştim oysa...
Sensiz tam anlamıyla karanlıktayım.
Koruyamıyorum hiçbir şeyi,
Öyle bıraktım ki hayallerimi,
Boşlukta savruluyorum.
Bomboş baktığımda güçlü diyorlar bana...
Hissetmemek zannediyorlar,
Oysa ki en derinden hissediyorum.
Tanrı’nın bana en güzel mucizesiydin sen,
Yılların benden götüremediği tek şey budur.
Toprağına karışan gözyaşlarımdan filizlenen çiçekler; 
Bir gün kurduğumuz tüm düşler gerçek olacak... 
Bunu biliyorum, bunu hissediyorum.
Kavuşmamıza az kaldı,
Birkaç ay, birkaç gün...
Öyle özledim ki yanı başında uyumayı... 
Az kaldı.

Ruhun şad olsun geçmişim, geleceğim, her şeyim... 

Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

5 Şubat 2017 Pazar

Sensizliğin Yıl Dönümü

Bugün karanlık bana, bugün ıssız.
Bugün bir veda havası, bugün kayıp....
Gözlerimden süzülen her yaşta uğurluyorum seni,
Her sene aynı günde bu kaçıncı ıstırap?
Bu, bugün, olmamalıydı.
Toprağından uzakta günler geçiyor,
Sensizliğin esintileri iliklerime işliyor.
Bugün biraz kızgın, biraz kırgın biraz da yas var üzerimde,
Sensizliğin yıl dönümü bugün,
Bugün, hiç gün doğmamalıydı.
Hep bir arayış var ruhumda,
Belki başka bir bedende karşıma çıkma umudunda,
Bir gelsen huzurunda diz çökeceğim.
Bir gelsen sımsıkı sarılacağım sana,
Bugün biraz hüsran var buralarda,
Bu, gün değil.

Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

1 Kasım 2016 Salı

Azad


"- Josephine, Tanrı'nın merhameti ile varolan bir hiçlikten ışığa dönüşen kadın.. Sen, bir huzuru anımsatırcasına dudaklarımdan dökülen şarap ! Bir dokunsam kül olmuş ruhumu cennete eriştirebilecekmişsin hissi... Buradayım, avuçlarında kaybolası bir gecede af diliyorum senden !  Zaman, ahenk ile aynı döngüde hapsediyor benliğimi, geriye kalan ne var ise yitiriyorum. Nedensizce duraksıyorum, dayanamıyorum ve korkuyorum. Tanrı'ya yaktığım her mum gibi şuanda sönüyorum. "

Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

3 Ekim 2016 Pazartesi

Bir An Meselesi

"- Josephine,
Yaşamak, sensizlik ile avunacağım bir an meselesi
Ölüm ise uçsuz bucaksız sana koşacağım bir labirent...
Daima var olman için elimden geleni ardıma koymazdım oysaki;
Şimdi bir avuç toprağa bakıyorum ve umut ediyorum; geri gelmen için
Kim bilir sensizliğin kaçıncı yılının kaçıncı günündeyim.
Kaç defa gülümsemeye mecbur kaldım verdiğim sözden beri,
Ve kim bilir kaç kelimeye sığdırmak zorunda kaldım seni...
Senin affına sığınmak, belki de Tanrı'yı bile es geçmektir.
Şu sıralar yüzüm yok toprağına dokunmaya...
Bir bilsen, ki bilirsin...
Ne kadar özledim..."

Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

12 Ocak 2016 Salı

Ah Bir Görsem

"- Seni özlüyorum."
Yine gözlerim dalıyor uzaklara,
Günler geçiyor, haftalar, yıllar...
Sensizlik; bastırılamayacak bir hâl alıyor.
İliklerimde Şubat soğuğu,
Toprağın geliyor aklıma, susuyorum.
Bana bahsettiğin o Tanrı nerede şimdi?
Sevgiden yoksun bir avuç insan görüyorum.
Savaşlar, katliamlar, yalanlar, dolanlar...
Neden bana öğrettiğin tek şey aşktı?
Şimdi onların tabirinde delinin tekiyim.
Sana ihtiyacım var.
Yoksun.
Gözlerim doluyor huzurunda,
Her anıya sığdırmak istiyorum siluetini.
Fakat her an anlıyorum kendimi kandırdığımı...
O sen değilsin,
Oda sen değilsin.
Sen bambaşkaydın.
Öyle korkuyorum ki teninin bir zerreciğini bile hatırlayamamaktan.
Bir bilsen; bir saniye kavuşmak için neleri göze alacağımı..
"Ah! Bir görsem..."

Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

13 Ağustos 2015 Perşembe

Kayıp Günlük

Sevgili Tanrı,

Şimdilerde aşk kuş seslerinin cıvıltısından öte şizofreni bir piyanistin bastığı buruk ve isyankar notalarla şehvetleniyormuşçasına can yakıyor.
Ve ben bunun nedenini bilmeliyim.
Mutluluk maskesi ardına saklanmış ihanet ve kin masumluğa inancını yitirtiyor.
Hoşgörü kayıp, sevgi tutsak
Sen neredesin?
Zira şuan hileli bir zara benziyor evren,
Hangi yana dönse bir kapı kapanıyor?
Hangi kapının hangi yönünde oturmuş bekliyorum acaba?
Durmadan izliyorum nefret kokan gözlerin üzerimdeki antidepresan etkisini..
Öyle ki halen sakin ve hissizim.
Ve öyle ki halen anıyorum seni !

Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

21 Temmuz 2015 Salı

Çanlar Eşliğinde

"- Gün ağarıyor..."
Bir tutam hüzün vaftiz ediliyor Tanrı'ya,
Ruhlar seni yankılarken gece hırslanıyor.
Sahi neredesin Josephine,
Benim kadınım...
"-Çanlar eşliğinde..."
Bir ışıksızın avucunda çırpınırcasına,
Karanlıktan kaçıyorum.
Ne duymak istiyorum,
Ne de görmek...
Hadi gel ve dirilt beni.
"-Yalnızca hissetmek istiyorum."

Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

5 Şubat 2015 Perşembe

Bir Özlem Narası

Ocağın son haftası, şubatın başlangıcı...
Ve yine senden uzaktayım 
Ruhum biraz daha çok yorgun,
Gözyaşlarım birikiyor,
Sensizlik yaramıyor bana !
Bir kadeh aşk basıyorum o acıyan yarama,
İçim titriyor,
Hiçbir el benzemiyor ellerine...
Öyle ki
Sen hiç gitmezdin.
Ve biliyorum,
Tanrı izin verse yine gelirdin...

Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

10 Ağustos 2014 Pazar

Mahkumiyet Senfonisi

" - İşte buradayım!
Senin topraklarındayım Jessica"

Yaşamın kayda değer olmayan geleceği,
Geçmişin sınırlarındaki aşkı yok ederken
Ben, tüm içtenliğimi bir köşeye bırakıp
Huzurunda savruluyorum.
Gün karası, dökülüyor avuçlarıma
Karanlığa hapsolmuş mahkum gibi
Yığılıyorum gözlerinde.

"- Burada umut yok, Jessica"

Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

29 Mayıs 2014 Perşembe

Bir Düş Esiri

Varlığın Josephine,
Zihnimde yas tutan meleklere bir ceza gibi…
‘- Hissediyorum…’
Huzurunda ‘aşk’ dilerken şimdi;
Öylece bakmak…
‘- Sessizliğe gömülü bir ruh…’
Susmak,
Gerçek olan hislere susamak…
‘- Daha ne kadar katlanabilirdim ki?’
Bir ‘an’ için, inanmak…
‘- Cehennem gibi…’
Ve tüm o aşk senfonisinin,
Bir damla gözyaşı ile son bulması…
‘- Oysa…’
Tanrı’nın acımasızlığı mıydı bu?
‘- Tanrı,
Bahşetmedi mi beni huzuruna?’
Bir ışıksız cenneti dileyemezdi elbet.
‘- Cennet, saklı değil miydi göz bebeklerinde?’
Hatırlıyorum da,
Ne de güzel severdim seni.
‘- Şimdi, tek hissettiğim…’
Yokluğun…
‘- Yaşadığım…’
Acı.
‘- Acı.’

Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

8 Şubat 2014 Cumartesi

Herhangi Bir Şubat Günü

Herhangi bir Şubat günü
‘- Bir kadeh daha…’ dedi kadın.
Yeryüzündeki mahkûmiyetine söverken…
Avuçlarındaki sızıya aldırmadan kadehini kavrayıp
"-Tanrı’ya!" dedi.
Vicdan azabı işlendiğinde geceye tüm ruhlar ölümü dilerdi
‘-Tanrı’ya!’
Tanrı’nın huzurundan kovulan kadın
Bir gözyaşı eşliğinde ağıt yakıyordu;
Yitirilmiş bir düşe…
"-Ve o gün, tüm melekler yankılanan çanlar eşliğinde karartmıştı geçmişi…"
Geçmişin perdesi;
Dört bir yandan çekilirken şehre…
Kadın,
Tüm sarhoşluğu ile bir sokak kenarında vals ediyordu.
"-Geçmiş!"
Geleceği sömüren en yüce gerçek!

Ve hepimiz kandırılmadık mı? 
"Gelecek"  ile..

Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

Ve Bir Özlem Daha

‘- Boş bir bekleyiş,
Bir kış günü,
Ve bir özlem daha…’

İşte sarılıp yakılmayı bekleyen bu üçlü,
Benliğimdeki en yüce karmaşa…

Bir labirentte yapayalnız kalmış bir ruh gibi
Yas tutuyorum, var olmayışına..

‘- Belki bir dilek hakkım olsa…’
diye başlayan cümlelere sürgün ediyorum seni.

Tanrı’ya kızıyorum.
Çünkü;

‘’ -Her anı,
Her siluette,
Farklı bir replik ile aynı sahnede bizi, hem var ediyor hem de yok ediyor..’’

- Neden seni hak etmemiş olabilirim, Josephine?
Oysa küçük bir kız çocuğuydum.

Ve var olmalıydın.

‘- Seni, seninle yaşamalıydım Josephine.’
Bir uyuşturucu eşliğinde olmamalıydı bu.


Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

30 Haziran 2013 Pazar

Özlüyorum Jessica

'- Ne olmak istiyorsun?' dediler.
'- Sadece bir mezar.' dedim.

Gözlerinde ki o şaşkınlık;
Hiçbir şey bilmemelerinden kaynaklanıyordu.

Ne biliyorlardı ki onlar;

Ruhum mezara girmek için çırpınırken
Toprağın üzerinde olmanın verdiği kabusu...

Kim biliyordu ki?

Labirentin içinde kaybolan küçük kız misali;
Bir oraya bir buraya sürüklenişimi...

Kim izliyordu ki?

Kelimeler dudaklarımdan süzülüp giderken
Anıların gözlerimden birer birer akışını...

Kim hissediyordu ki?

Oysa hiç düşünmemiştim.
Bir gün sana 'anı' diye hitap edeceğimi...
Ah,
Şimdi...

Ruhum bir hapishanede sanki,
Kazmak istiyorum;
Kaçmak istiyorum.

Senin toprağında bir mezar olmak istiyorum.
Seni özlüyorum.


Ruhun şad olsun geçmişim, geleceğim, her şeyim... 

Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

9 Haziran 2013 Pazar

Ve Bir Kez Daha Çal Şarkımızı Jessica

Ve bir kez daha çal şarkımızı Jessica
Bir kez daha yaşat bana o günleri.

Çal Jessica, 
Yeniden, 

‘-Dinlemek istiyorum.’
Aslında
‘- Dinlenmek istiyorum.’

Ruhumu anılara sürgün edip
Bu hayattan çekilmek…

Ah Jessica,
Seni inatçı kadın.

Son kadehimi zehir etme 
Bırak bu sarhoşluğumu tadında yaşayayım.

Direteceğine çalsana şu şarkımızı,
Söz veriyorum bu defa ağlamayacağım.

‘- İşte böyle Jessica,
Duyuyor musun?’


Geçmiş yankılanıyor her melodide.
Ve her melodi beni azaba çekiyor.

‘-Gel Jessica, otur.
Bir kadehte sana doldurayım.’

‘- Dinle Jessica.
Sadece dinle.’


Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

Lâl

  Bağırmak istiyorum, bir şeyleri dağıtmak, günlerce sövmek, hiç durmadan ağlamak istiyorum. Tüm iliklerime kadar titrerken artık kızgınlığı...