keder etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
keder etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Haziran 2018 Pazartesi

Labirent

Josephine,
Her ne kadar aldırış etmemeye dirensem de toprağın çamuruna, hissediyorum. Her geçen gün bu bataklıkta sürükleniyor ruhum. Benliğimde uçsuz bucaksız daimi bir karmaşa eşiğinde öylece oturmuş birkaç melodi mırıldanıyorum. Ve seyre dalıyorum anılara, akrep yelkovana karşı koyamıyor, yaşlanıyorum. Uğurladığım ruhların haddi hesabı yok, Tanrı kızgın. Kalbim iki can vermiş maziye, avuçlarımda geçmiş ve geleceğin oluşturduğu onlarca labirent; burada çıkış yok.   
  

Ebru Yenicevardarlı Ağırcan 

4 Şubat 2018 Pazar

Bir Ukte Özlem

Bugün evine geldim.
Her yerde arıyorum seni;
Duvarlarda siluetin,
Televizyon yayınında kelimelerin,
Anneannemin gözlerinde gözlerin...
-mışcasına anımsıyorum.
Özlüyorum; 
Yastığına başımı koyup,
Bakışmalarımızı hatırlıyorum.
Duvar saatinin tik takları beni zamanda sürüklemeye kâfi.
Ah ediyorum geleceğe, 
Bundandır bu kıyamet.
Karşıma gel,
Sandalyeden yaptığımız o penceremizden bakayım sana.
Tebessümünden yoksunum.
Gözlerim doluyor,
Karşında ağlamayacağıma söz vermiştim oysa...
Sensiz tam anlamıyla karanlıktayım.
Koruyamıyorum hiçbir şeyi,
Öyle bıraktım ki hayallerimi,
Boşlukta savruluyorum.
Bomboş baktığımda güçlü diyorlar bana...
Hissetmemek zannediyorlar,
Oysa ki en derinden hissediyorum.
Tanrı’nın bana en güzel mucizesiydin sen,
Yılların benden götüremediği tek şey budur.
Toprağına karışan gözyaşlarımdan filizlenen çiçekler; 
Bir gün kurduğumuz tüm düşler gerçek olacak... 
Bunu biliyorum, bunu hissediyorum.
Kavuşmamıza az kaldı,
Birkaç ay, birkaç gün...
Öyle özledim ki yanı başında uyumayı... 
Az kaldı.

Ruhun şad olsun geçmişim, geleceğim, her şeyim... 

Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

12 Ocak 2016 Salı

Ah Bir Görsem

"- Seni özlüyorum."
Yine gözlerim dalıyor uzaklara,
Günler geçiyor, haftalar, yıllar...
Sensizlik; bastırılamayacak bir hâl alıyor.
İliklerimde Şubat soğuğu,
Toprağın geliyor aklıma, susuyorum.
Bana bahsettiğin o Tanrı nerede şimdi?
Sevgiden yoksun bir avuç insan görüyorum.
Savaşlar, katliamlar, yalanlar, dolanlar...
Neden bana öğrettiğin tek şey aşktı?
Şimdi onların tabirinde delinin tekiyim.
Sana ihtiyacım var.
Yoksun.
Gözlerim doluyor huzurunda,
Her anıya sığdırmak istiyorum siluetini.
Fakat her an anlıyorum kendimi kandırdığımı...
O sen değilsin,
Oda sen değilsin.
Sen bambaşkaydın.
Öyle korkuyorum ki teninin bir zerreciğini bile hatırlayamamaktan.
Bir bilsen; bir saniye kavuşmak için neleri göze alacağımı..
"Ah! Bir görsem..."

Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

13 Ağustos 2015 Perşembe

Kayıp Günlük

Sevgili Tanrı,

Şimdilerde aşk kuş seslerinin cıvıltısından öte şizofreni bir piyanistin bastığı buruk ve isyankar notalarla şehvetleniyormuşçasına can yakıyor.
Ve ben bunun nedenini bilmeliyim.
Mutluluk maskesi ardına saklanmış ihanet ve kin masumluğa inancını yitirtiyor.
Hoşgörü kayıp, sevgi tutsak
Sen neredesin?
Zira şuan hileli bir zara benziyor evren,
Hangi yana dönse bir kapı kapanıyor?
Hangi kapının hangi yönünde oturmuş bekliyorum acaba?
Durmadan izliyorum nefret kokan gözlerin üzerimdeki antidepresan etkisini..
Öyle ki halen sakin ve hissizim.
Ve öyle ki halen anıyorum seni !

Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

12 Nisan 2015 Pazar

Yok Oluş

Ve şimdi ne yapmalıyım Josephine,
Ruhum yanıyor.
Tanrı kızgın !
Yerle bir olmuş günahlar,
Toprağa bir bir gömülüyor !
Ve ben,
Beklentilerimin oldukça gerisinde
Düşlerimden yoksun,
Bir zerre ardında;
''- Cennetten utanıyorum. ''

Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

10 Ağustos 2014 Pazar

Mahkumiyet Senfonisi

" - İşte buradayım!
Senin topraklarındayım Jessica"

Yaşamın kayda değer olmayan geleceği,
Geçmişin sınırlarındaki aşkı yok ederken
Ben, tüm içtenliğimi bir köşeye bırakıp
Huzurunda savruluyorum.
Gün karası, dökülüyor avuçlarıma
Karanlığa hapsolmuş mahkum gibi
Yığılıyorum gözlerinde.

"- Burada umut yok, Jessica"

Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

29 Mayıs 2014 Perşembe

Bir Düş Esiri

Varlığın Josephine,
Zihnimde yas tutan meleklere bir ceza gibi…
‘- Hissediyorum…’
Huzurunda ‘aşk’ dilerken şimdi;
Öylece bakmak…
‘- Sessizliğe gömülü bir ruh…’
Susmak,
Gerçek olan hislere susamak…
‘- Daha ne kadar katlanabilirdim ki?’
Bir ‘an’ için, inanmak…
‘- Cehennem gibi…’
Ve tüm o aşk senfonisinin,
Bir damla gözyaşı ile son bulması…
‘- Oysa…’
Tanrı’nın acımasızlığı mıydı bu?
‘- Tanrı,
Bahşetmedi mi beni huzuruna?’
Bir ışıksız cenneti dileyemezdi elbet.
‘- Cennet, saklı değil miydi göz bebeklerinde?’
Hatırlıyorum da,
Ne de güzel severdim seni.
‘- Şimdi, tek hissettiğim…’
Yokluğun…
‘- Yaşadığım…’
Acı.
‘- Acı.’

Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

Yas

"- Ve usulca perde çekilirken göğe,
Fısıldayışlar arasından bir çığlık,
Sükût-u hayal ile sarsılmış bir ruhun
Yerle bir oluş ağıtı...
Tanrı'nın gözlerinden düşen bir melek,
Bir meleğin gözlerinden düşen bir umut
Ve umut ederek unutulan bir ışıksızın dirilişi gibi...
Dudaklarında inkâr var !
En sert notalara basarak isyanı evrene taşıyan bir piyanist misali haykırırken onlara
Sessizce dinlerlerdi.
Zamanında köleliği doğru sayan bir toplum
O ânda da sessizce dilendirilmedi mi?
"- Konuşun, bağırın, fısıldamayın, sessiz kalmayın.
Özgürlük bu." dedi.
Korku ile kavrulan ruhlar,
Bir bir düştü tutsak olduğu yollara...
"- Yasalar, kuramlar, kurallar, doğrular."
Barış getirdiği savunulan,
Savaş doğuran tüm bu yanılgılar.
Çöküşe bir adım kala,
Ardına bakmak...
Toprak, avuçlarından çekilirken
Toprağa sığınmak gibi...

"- Ve yeniden var olman için
Bir meleğin seni dilemesi..."

- İmkansızdı.

Var olan tek gerçek ihanet olduğunda,
Maskelere bürünürdü saf ve temiz olan...

Evrenin bir yasası değildi bu,
Yasıydı.

Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

30 Haziran 2013 Pazar

Özlüyorum Jessica

'- Ne olmak istiyorsun?' dediler.
'- Sadece bir mezar.' dedim.

Gözlerinde ki o şaşkınlık;
Hiçbir şey bilmemelerinden kaynaklanıyordu.

Ne biliyorlardı ki onlar;

Ruhum mezara girmek için çırpınırken
Toprağın üzerinde olmanın verdiği kabusu...

Kim biliyordu ki?

Labirentin içinde kaybolan küçük kız misali;
Bir oraya bir buraya sürüklenişimi...

Kim izliyordu ki?

Kelimeler dudaklarımdan süzülüp giderken
Anıların gözlerimden birer birer akışını...

Kim hissediyordu ki?

Oysa hiç düşünmemiştim.
Bir gün sana 'anı' diye hitap edeceğimi...
Ah,
Şimdi...

Ruhum bir hapishanede sanki,
Kazmak istiyorum;
Kaçmak istiyorum.

Senin toprağında bir mezar olmak istiyorum.
Seni özlüyorum.


Ruhun şad olsun geçmişim, geleceğim, her şeyim... 

Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

16 Nisan 2013 Salı

Hiç Bitmeyecekmiş Gibi

‘Hafiften çalan bir melodinin eşliğinde intihar ederken hayallerim…’
Ben yine sadece ‘- Seviyorum.’

Düşünüyorum da;
Haklıydın.

‘ – Gerçek hiç bu kadar gerçek olmamıştı.’
Belki de ben gözlerimde ki perdeyi indirip hiç gerçekçi bakmamıştım.

Öyle ya; 
Hayallerde yaşardım.

‘- Seninle kurduğumuz o hayallerde…’

- Gitmeyecektin değil mi?
Hep yanımda kalacaktın.

Ah, adam

Hayallere aldanmıyorum artık;

- Neden biliyor musun?

Çünkü

Hayallerde bile uzaktasın…

Ebru Yenicevardarlı Ağırcan

Lâl

  Bağırmak istiyorum, bir şeyleri dağıtmak, günlerce sövmek, hiç durmadan ağlamak istiyorum. Tüm iliklerime kadar titrerken artık kızgınlığı...