"- Ve usulca perde çekilirken göğe,
Fısıldayışlar arasından bir çığlık,
Sükût-u hayal ile sarsılmış bir ruhun
Yerle bir oluş ağıtı...
Tanrı'nın gözlerinden düşen bir melek,
Bir meleğin gözlerinden düşen bir umut
Ve umut ederek unutulan bir ışıksızın dirilişi gibi...
Dudaklarında inkâr var !
En sert notalara basarak isyanı evrene taşıyan bir piyanist misali haykırırken onlara
Sessizce dinlerlerdi.
Zamanında köleliği doğru sayan bir toplum
O ânda da sessizce dilendirilmedi mi?
"- Konuşun, bağırın, fısıldamayın, sessiz kalmayın.
Özgürlük bu." dedi.
Korku ile kavrulan ruhlar,
Bir bir düştü tutsak olduğu yollara...
"- Yasalar, kuramlar, kurallar, doğrular."
Barış getirdiği savunulan,
Savaş doğuran tüm bu yanılgılar.
Çöküşe bir adım kala,
Ardına bakmak...
Toprak, avuçlarından çekilirken
Toprağa sığınmak gibi...
"- Ve yeniden var olman için
Bir meleğin seni dilemesi..."
- İmkansızdı.
Var olan tek gerçek ihanet olduğunda,
Maskelere bürünürdü saf ve temiz olan...
Evrenin bir yasası değildi bu,
Yasıydı.
Ebru Yenicevardarlı Ağırcan